Aba zamanı yaba , yaba zamanı aba alınır.
Kişi, kendisine gerek olan şeyleri vaktinden önce ve ucuz olduğu zaman satın almalıdır.Yazın kışlık almak,kışın yazlık almak her zaman karlıdır. |
Abanın kadri, yağmurda bilinir.
Daha önce kıymetsiz gibi görünen bir çok şeyin, kullanım zamanı geldiğinde değeri artar. |
Abdal (derviş) tekkede, hacı Mekke`de bulunur.
Hemen herkesin ilgi duyduğu bir alanı, kendine özgü bir işi vardır. İlgi duyduğu alan ya da iş neredeyse kişi de orada bulunur. |
Abdal abdalın ne umduğunu, ne bulduğunu ister.
Sosyal seviyesi eşit insanlar birbirlerini çekemezler. |
Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır.
Kimi görgüsüz ve eğitimsiz kimseler bir rastlantı sonucu lâyık olmadıkları önemli bir işin başına geçseler ya da bir mevki elde etseler, aptalca davranmaya, o yerin adamı gibi görünmeye ve böbürlenmeye başlarlar. Dahası, bunun kendi hakları olduğunu da ileri sürerler. |
Abdal düğünden, çocuk oyundan usanmaz.
Bir kimse sevdiği işi döne döne ve uzun süre yapmaktan bıkmaz. |
Abdala “kar yağıyor” demişler, “titremeye hazırım” demiş.
Yoksulluk ve sıkıntı içinde yaşayıp eziyet çekmekte olan kimseler, karşılaşacakları zor şartlardan endişe duymazlar. Çünkü onlar bu şekilde yaşamaya alışıktırlar. |
Abdalın arkadaşlığı yol görününcüye kadardır.
Çıkarı dolayısıyla size yakınlık gösteren kişi, işini yürütecek başka yollar bulunca sizinle ilgisini keser. |
Abdestsiz sofuya namaz dayanmaz.
|
Aca dokuz yorgan örtmüşler,yine uyuyamamış.
Aç olan kimse, ne türlü rahatlık sağlanırsa sağlansın, dinlendirilemez; uyuyamaz. |
Acele bir ağaçtır, meyvesi pişmanlık.
Telâşla, sabırsızca ve ivedilikle yapılan işler genellikle kötü sonuçlar doğurur; kişiyi pişmanlığın içine iter. |
Acele giden ecele gider.
Genel işlerde ve özellikle trafikte aceleci olmak isyenmeyen sonuçların oluşmasına neden olabilir. |
Acele ile menzil alınmaz.
Telâşlanıp ivmekle, sabırsız davranmakla daha çabuk sonuç alacağımız, başarı kazanacağımız sanılmamalıdır. Bilinmelidir ki her işin bir süresi vardır. |
Acele ise, şeytan karışır.
Aceleyle yapılan iş yanlış, bozuk olur. |
Acele yürüyen yolda kalır.
İş yaparken acele edenler şaşırır, işini sona erdiremez. |
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
Elinden yeterince iş gelmeyen kimseler, kendilerine verilen görevi istenildiği biçimde yapamazlar veya yarım bırakıp kaçarlar. |
Acemi nalbant gibi kah nalına vurur, kah mıhına.
Söylediği sözlerle yaptığı işler arasında tutarlılık yoktur. Bunu da genellikle bilmeyerek yapar. |
Acı (kötü) söz insanı (adamı) dininden (çıkarır), tatlı söz (dil) yılanı deliğinden (ininden) çıkarır.
Onur kırıcı, sert, kötü sözler insanı öfkelendirir; sabrını taşırır, çileden çıkarır, hoş olmayan davranışlara sürükler. Bunun aksine yumuşak, tatlı, hoş sözler de öfkeli, geçimsiz, saldırgan insanları yatıştırabilir; zarar vermelerinin önüne geçip onları doğru yola sokabilir. |
Acı acıyı bastırır,su sancıyı.
Bir güçlüğü yenmek için başka bir güç yola başvurmak gerekir. |
Acı patlıcanı kırağı çalmaz.
Hayatta birçok problemlerle karşılaşıp bunlardan başarı ile çıkmış olanlar, bundan sonra karşılaşacakları zorlukları da atlatıp başarı ile çıkarlar. |